31 Mayıs 2018 Perşembe

Sophie'yi beklerken

ey tenhada kalmışlığımın umudu:
kaç yağmur ıslanır gözlerinden,
kaç bahar çiçeğe durur?
gezinirken sen bahçelerde
çıkarıp heybemden bir hayal versem 
bir ışık yanmaz mı kalbinden
ama ben diyemiyorum ki içimden geçeni

Sophie, ben bir şarklıyım,
koşuşturmalarım boşuna.
örneğin okul koridorlarında
dersler ne zaman biter
tezkere ne zaman gelir
tutsaklığım ne zaman sona erer
biliyorum vallahi biliyorum
ama ben diyemiyorum ki içimden geçeni

Sophie, bir hayat akıyor önümden
ciğerime inen ilk nefesi verirken.
pencereme konan güvercinlere inat
ya eriyip gideceğim dünyadan
ya da ela gözlerin benim olacak.
dudağımdaki şarkı, yüzümdeki gülümseme
son nefesim olacak
ama ben diyemiyorum ki içimden geçeni

ey asude yalnızlığımın sesi!
kaç gemi kıyıma vurdu?
kaç gurbet paralandı önümde saymıyorum artık.
senin adın olmasa dudaklarımda,
gülümsemen olmasa rüyalarımda
bir de Allah'a inanmasam
çekilecek dert değil benimkisi
ama ben diyemiyorum ki içimden geçeni...

 Sophie sırıl sıklamım,
üstelik ağlamaklıyım
sağlıklıyım ama,
gencim biraz, 
iyiyim.
ve  Sophie seni seviyorum...

28 mayıs 2018 - harbiye
hamza kaya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşamak

Hani beklentisiz buluşmalardaki gibi Önünde yakamozların oynaştığı, Herkesin gittiği bir kafede Göremeyeceğin kadar masum Algılayamayac...