23 Aralık 2017 Cumartesi

Sonsuza Dek Sophie’ye Nazire

Gözleriniz!
Gözleriniz madam..
Gözlerinize bakıyorum da sanki bir yangın yeri.
Yüzünüz!
Yüzünüz madam..
Yüzünüz talan edilmiş bir İmparatorluğun bakiyesi.
Bir şair oturmuş iki kaşınızın arasına.
Doğan sabaha, dalgın denize bakmaksızın, 
Ardı ardına kaybolan kıvılcımlara aldırmaksızın...
Şiir söylüyor gibi...
"Aslında aşktır en çetin meydan muharebesi".

Siz koştururken rengarenk bahçelerinizde
Dilinizde yarım yamalak,
İsimsiz ezberlenmiş iki dize.
Deri ceketinize yaslanmış yürürken yağmurda
Bir şairdim ben...
Kalbini büyüten kasvetli odalarda.
Benim kalbim
Kasvetli odalarda büyüdü madam!

Yalan yok!
Yalan asla olmayacak.
Çünkü aşkı üstüme serpiştirip kaçan o yağmur,
Bir gün sizi de ıslatacak.
Siz de hüzünle bakacaksınız kalbinizin içine
Orada bir şarklıyı göreceksiniz.
Yani biz şarklılar...
"Allah'a inanan namaz kılan ve oruç tutanlar"
Ve asla konuşamayacakları kızlara aşklananlar.
Hep yenildik!
Farklı mağlubiyetlerden kurtuldu tarihimiz...

Diyorum ki...
Vaktiniz varsa bu akşam...
Bizim yüzümüz kızarır.
Biz uzaktan sevmelerde birinciyiz...
Genç kızlara başlarımızı çevirip şöyle bir bakmayız.
Bir bakarsak usulca elimizden kayar
Ve parçalanır kristal gençliğimiz.
Biz kristal gençleriz madam!
Kolayca tuz buz oluruz.

                 5 Aralık 2010 Pazar Saat 18:07
                             Hamza KAYA

Yaşamak

Hani beklentisiz buluşmalardaki gibi Önünde yakamozların oynaştığı, Herkesin gittiği bir kafede Göremeyeceğin kadar masum Algılayamayac...