Ya Nebî, düştüm firaka suskunum
Bade-i Kevser'den bir su nolursun
Dolandım yaban ellerde, yorgunum
Dermanım sendedir, bir çare ya nolursun
Ya Nebî, sensiz geceler hicran
Boşandı yuvalar, sokaklar yaban
Yıllar yılı kurulan dostluklar yalan
Ya Nebî sensiz gelecek hüsran gel nolursun
Ey Amine'nin nuru, Hatice'nin gözbebeği
Kaldır yere düşen heybetli başları
Ey Fatıma'nın babası, Ali el-Murtaza'nın veli-i
Ya Nebî, atiyi saran karanlıkları dağıt nolursun
Adını anmaya müştaktır cümle alem
Adem Nebî gibi ismini bir söyleyebilsem
Açılır elbet bütün gündüzüm gecem
Ey sahibi kerem, ahvalim budur nolursun
Ya Nebî, onsekizbin alemin sultanı sensin
Hani ruhun daralınca Hira'ya girersin
Mekke yuvan iken Medine'ye gidersin
Senden gayri nereye gideyim ya Nebîallah
Ya Nebî, Ahmed-i Mahmud-u Mustafa'sın sen
Ahde vefa, cana safa, ruha gıdasın sen
Kabul et acziyetmi, şahı padişahsın sen
Sana eren bir bende de ben olayım nolursun
Ya Nebî, daldım deryadan büyük günahlara
Yenildim ya Nebî yenildim süslü yalanlara
Sonu yok, atma beni başka baharlara
Yetiş ya Nebî yetiş, eriştir muştulu sabahlara
Yetiş ya Nebî yetiş ki ufuklar kararmakta
Şekilde müslümanım ama ruhum daralmakta
Hak batıla dönüyor ayaklar başa konmakta
Yetiş ey Nebî, korkarım ahiretim yanmakta.
Ya Nebi, namındır en büyük paye
Meğer anlamakmış seni en yüce gaye
Ahirette gölgendir en büyük sermaye
Ümmetinden şefaatini esirgeme nolursun
31 Mart 2017
Hamza KAYA
21 Haziran 2017 Çarşamba
20 Haziran 2017 Salı
Kırık Beşik
Ey mavi gök şahit ol
Ey kara toprak dinle
Uçsuz zamanın kollarında kurulan
Bu kaçıncı sallanan kırık beşik
Göçük bir kubbenin musallasında
Bu kaçıncı sallanan canlı cenaze
Ey insan döksen de gözyaşını
Ey kabaran dalga dursan da yine
Doğan doğdu, ölen ölüyor çoktan
Kentlerde sirenler boş yere çalıyor
Cümbüşteyken bütün dünya ahali
Yarımadada sinek avlıyor krallar
Ey kahpe nefis kapa yüzünü
Ey sinsi kötülük sus artık
İçerde umutla dolsun bakraçlar
Kendi seyrinde ilerlesin hayatlar
Beride değirmen taşı gibi kalbim
Cennet nöbetinde mahkumlar
19 Haziran 2017
Ey kara toprak dinle
Uçsuz zamanın kollarında kurulan
Bu kaçıncı sallanan kırık beşik
Göçük bir kubbenin musallasında
Bu kaçıncı sallanan canlı cenaze
Ey insan döksen de gözyaşını
Ey kabaran dalga dursan da yine
Doğan doğdu, ölen ölüyor çoktan
Kentlerde sirenler boş yere çalıyor
Cümbüşteyken bütün dünya ahali
Yarımadada sinek avlıyor krallar
Ey kahpe nefis kapa yüzünü
Ey sinsi kötülük sus artık
İçerde umutla dolsun bakraçlar
Kendi seyrinde ilerlesin hayatlar
Beride değirmen taşı gibi kalbim
Cennet nöbetinde mahkumlar
19 Haziran 2017
9 Haziran 2017 Cuma
Muhabbet
İki kardeş oturmuş, çay içiyor
Usul usul narin narin demli demli
Biri hafiften uzakları gözlüyor
Diğeri hayranlıkla bakıyor
Aynı yerden geldiler
Belli ki yorulmuşlar
Konuşmuyorlar
Susuyorlar
İkisi de birbirine benziyor,
Yüzlerinden huzur damlıyor.
Hayatlarını içtenlikle yaşamışlar
Sukutlarında yüklü gizli anlamlar.
Tebessüm iliklerine işlenmiş,
Heybetleri göğe yükselmiş,
Zaman durmuş alınlarında.
İki kardeş oturmuş, çay içiyor
09 Haziran 2017
Usul usul narin narin demli demli
Biri hafiften uzakları gözlüyor
Diğeri hayranlıkla bakıyor
Aynı yerden geldiler
Belli ki yorulmuşlar
Konuşmuyorlar
Susuyorlar
İkisi de birbirine benziyor,
Yüzlerinden huzur damlıyor.
Hayatlarını içtenlikle yaşamışlar
Sukutlarında yüklü gizli anlamlar.
Tebessüm iliklerine işlenmiş,
Heybetleri göğe yükselmiş,
Zaman durmuş alınlarında.
İki kardeş oturmuş, çay içiyor
09 Haziran 2017
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yaşamak
Hani beklentisiz buluşmalardaki gibi Önünde yakamozların oynaştığı, Herkesin gittiği bir kafede Göremeyeceğin kadar masum Algılayamayac...
-
Hani beklentisiz buluşmalardaki gibi Önünde yakamozların oynaştığı, Herkesin gittiği bir kafede Göremeyeceğin kadar masum Algılayamayac...
-
Gelirsen senin için çarpan kalbi bulabilir misin? Bitti artık o günler, Dindi şefkatli rüzgarların esmesi. Dalgalanan o taçlar yok şim...